İnsan, hayvan, eşya
resimlerinin deri veya kartona çizilerek,
işlenip hazırlanması sonucu ortaya çıkan şeffaf figürlere tasvir denir.
Bu şeffaf figürlerin arkadan ışıklandırılmış olan hayal perdesinde
oynatılmasına
ise tasvir etme denir.
En iyi tasvir deve derisinden imal edilir. Dana, sığır, inek, keçi, oğlak,
at, eşek,
ceylan derisi de kullanılır. Karagöz tasvirleri, özel olarak hazırlanmış,
bıçak izi taşımayan temiz deri kullanılarak yapılır. Derinin izlisi,
küflü ve mantarlı olanı makbul değildir.
Tasvir, ıhlamur bir kütük üzerinde, kalıba göre nevrekan adi verilen
keskin bir bıçakla işlenir. Çeşitli zımbalar yardımıyla çiçek ve diğer
motifler
ilave edilerek hazırlanır. Göstermelik olarak hazırlanan tasvirlerin
boyları
45 cm ile 70 cm, diğerlerinin ise 32 cm ile 35 cm arasında değişir.
Klasik tasvirlerin oymaları azdır. Kari-kadim bozulmaz.
Metin Özlen kendi stili olan tasvirleri, klasik nevrekan ve elektrikli
nevrekan
kullanarak meydana getirir. Kendine ve eski ustalara ait çok sayıda tasvir
modeline sahiptir. Kendisi, geçmişte yaşamış büyük ustaların tasvirlerini
tasnif
edecek kadar uzmanlaşmıştır. Tasvirleri kiriş, kursak veya mumlu iple
eklem
yerlerinden birleştirir.
Sanatçı kök boya adı verilen boyalar kullanır. Kök boya birtakım renk
veren meyvelerden,
bitkilerden veya köklerinden kaynatılarak elde edilir.Tabii bir boyama
şeklidir.
Bu boyalar kullanıldıkları yere göre farklı uygulama gerektirir. Deriyi
boyamak çok zordur.
Büyük emek ister. Derileri yapan tabaklar, çeşitli kimyasal ilaçlar ile
deriyi ham
durumdan kurtararak hazır hale getirirler. Derinin temiz veya kirli oluşu,
boyamayı
olumlu ya da olumsuz çok etkiler.
Sanatçı bugün sahip olduğu boyama tekniğine uzun yıllar emek vererek,
kendine has yöntemler
ve formüller geliştirerek ulaşmıştır. Tasvirlerdeki doğal ve farklı renk
tonları uzman
kişiler tarafından hemen fark edildiği gibi uzman olmayanlar tarafından da
büyük beğeni
ve hayranlık toplamaktadır.
Soğan kabuğu, cehri, ciğer otu, safran, tütün, katır tırnağı gibi
bitkilerden sari tonlar;
Hindistan kırmızı (Kırmız böceği). Alizarin, nar meyvesi, kırmızı lahana,
dut, böğürtlen,
kus üzümü, sumaktan vs.... kırmızı ve pembe tonlar, çivit otu, göztaşı,
mor kök boyası,
bakkam ağacı... gibi mor ve mavi tonlar, soba ve kandil isi, zaçyağ,
maskara kalemi, mor,
arap zamkı, ceviz kabuğu vb... siyah ve kahverengi elde edilir.
Karagöz tasviri sıcak kök boya ile kat kat boyanır. Sonra cilalanır. En
son kontur hatları
belirginleştirilir.
Tasvirlerde en çok kirmizi makbuldür. Sonra kiraz kahvesi, limon küfü
yesili ve kirli yesil
ve Türk mavisi makbuldür.
Çini mürekkebi ve ekolinle boyanmış tasvirler aslına uygun olmadığından
makbul sayılmaz
ve asla müzelik değere layık değildir. Plastik tasvirlerde ancak oynatmak
için yararlı olup,
kıymeti yoktur. Koleksiyon sayılıp antika değer kazanabilmesi için klasik
stilde,
kök boya ile hazırlanmış olmalıdır.
Metin Özlen Karagöz oyunlarını altı grupta toplamıştır;
1-Huzur Karagöz'ü :
Padişahın huzurunda ipekten bir perde üzerinde, 12 cm ile 20 cm boylarında
tasvirler
ile oynatılır. Hayali padişahı ve ileri gelen devlet adamlarını taslama
yaparak
nazikçe uyarırdı.
2-Zenneler için karagöz:
Osmanlı döneminde haremlik selamlık olduğundan hanımlar sarayda ve
konaklarda hayal
sanatçısını kafes arkasından izlerlerdi. Oyunlar özenle seçilir ve
romantik olmasına
özen gösterilirdi. Tahir ile Zühre, Ferhat ile Şirin gibi...
3-Halka açık yerlerde veya kahvehane, çadır gibi yerlerde oynatılan
karagöz:
Buralarda anonim olarak her türlü oyun oynatılırdı. Tımarhane, Mandıra,
Sakallı Gelin, Meyhane..
4-Çocuklar için Karagöz:
Çocuklar için özel Karagöz oyunları olmadığından eğitici ve eğlendirici
yani ağır basan
oyunlar seçilirdi. Salıncak, Kanlı Kavak, Cazular gibi..
5-Tasavvuf ehline medrese ve dergahlarda oynatılan karagöz:
Bazı büyük alimler ve şeyhler, büyük musiki üstatları da Karagöz'e ilgi
göstermiş olup,
bugün varolmasını sağlamışlardır. Karagöz'ün beyaz perdesi fani dünyayı,
ışık ruhu,
tasvirler ise ölümlü fanileri yani insanları temsil etmektedir. 'Söndü
sema zilli gaip oldu
tasvir perdede' sözü açıkça bu ilgiyi bize aksettirmektedir.
6-Toromanlı Karagöz:
Bugünün pornosuna eşdeğerde olan bu tarz Karagöz oyunları, gizli olarak
bazı sanatçılar
tarafından bilhassa yabancı misyona ve meraklı olan hatırı sayılır
yabancılara oynatılırdı.
Osmanlı Dönemi'nde Karagöz oynatan sanatçılar ikiye ayrılırdı;
1-Saray Hayalileri:
Saray ve konaklarda oynatan sanatçılar. Bunlar son derece iyi yetişmiş
sanatçılardı.
Tasvirlerini kendileri yapar, oyun yazarlardı. Diğer yandan musiki
bilgileri geniş olan,
iyi taklit yeteneğine sahip,el becerileri de gelişmiş kişilerdi. Nazif
Bey, Memduh Bey,
Katip Salih, Serçe Mehmet, Arap Ömer vb..
2-Köşebaşı oyuncuları:
Kahve çadır ve meydanlarda oynatan sanatçılar. Bunların içinde iyi
yetişmiş sanatçılar olup,
zamanla sanatını ilerletip yetişenler iyi yerlere gelmişlerdir. Ustalık
çıraklık ilişkisi
içinde sanatlarını icra ederlerdi. İleride Osmanlı da Karagöz teşkilatının
inceliklerini
anlatacağız. Bu hayaliler, kulaktan dolma birkaç oyun ezberlerler ve
kapasiteleri
yeterli olmadığından hepsi ayni seviyeye gelemezdi.
Kaynak
: Hayali Safderi Metin ÖZLEN |