İçinde düşünemeyeceğiniz kadar çok su ve canlı barındıran büyük bir nimet.


Bir çok insanın hayatı boyunca hiç göremediği, bir o kadarının ise hayatının içinde geçtiği hem
geçim hem de yeri geldiğinde eğlence kaynağı olarak kullandığı denizler. Yaz tatili geldiğinde
insanların ilk aklına gelen deniz kenarında bir yerlere gidip dinlenmek ve eğlenmek. Yani yılın
bütün yorgunluğunu alabileceğine inandığımız tek yer denizler. Ayrıca bir çok insanın geçim kaynağı ve damak tadı olan balıkların barındığı yegane yer yine denizler. Peki bizler Allah'ın bize
bahşettiği bu büyük nimete ne kadar saygı duyuyoruz diye düşündünüz mü hiç ? Bir çok insan denizlerin büyüklüğüne bakıp, kirlenmeyeceğini düşünüyor ama denizlerimizin son hali bunun
böyle olmadığını açıkça gösteriyor. Beni en çok sinirlendiren şey cahil insanların yaptıkları değil,
geçimini denizden sağlayan ve o büyük ticaret gemilerine yol yapıp ondan en çok faydalanan
insanların duyarsızlığı ve ihaneti. Bu kendini akıllı sanan akılsız insanlar denizleri, üzerinde
gemilerini yüzdüremeyeceği ve balık avlayamayacağı bir kirli su birikintisi haline getirdiklerinde
acaba denizleri yok ederek kazandıkları o paralarla kendilerine yeni denizler alabileceklerini mi
düşünüyorlar ? Bu yaptıklarının para karşılığında imanlarını yada ruhlarını satmaktan farkı
nedir sizce ? Bence hiç bir farkı yok.....

Akşam iş çıkışı eve dönerken günün bütün yorgunluğunu alan bir vapur yolculuğundan daha
güzel ne tür bir seyahat olabilir bilemiyorum. O sıkışık trafikteki araçlarda üst üste seyahat
etmek zorunda olan insanlar sinirli ve daha yorgun eve dönüşleri gerçekten üzücü. İşte
denizlerin bizi rahatlatan bu güzel olanakları yok etmek için elinden geleni yapan o rezil
insanları bir yıl boyunca otobüslere bindirmeli ve sonra sormalı nasılmış diye ? Ama insanların
bu para kazanma hırsları onları gerçek birer cani katil yapıyor. Yazık ! Oysa ki şu kısacık
hayatlarımızda ne kadar rahat ve doğaya saygılı yaşayabilecekken para ve beton yığınları
uğruna bizden sonra ki insanlara berbat bir dünya bırakmayı yeğliyoruz. Bizden öncekiler
bunları yapsaydı onlara lanetler okurduk ama biz hala yapmaya devam ediyoruz.
Demek ki biz lanetlenmeyi hakkediyoruz. 

Eskiler bir musibet bin nasihatten iyidir demiş ama bizim önümüzde onlarca musibet
(Haliç , Marmara denizi , Bugünlerde Karadeniz kıyıları) varken bizler hala diğer denizlerimizi
ve doğayı kirletmeye devam ediyoruz. Basit siyasi çıkarlar ve para uğruna şimdi de Akdeniz
kıyıları pazarlanıyor. Turistlerin, tarihi ve doğal güzelliği için geldikleri bu kıyılarımız yakın bir
gelecekte beton yığını haline gelecek ve o beton yığını sahipleri yok ettikleri doğayla baş
başa kalacaklar. Ama onlar mutlaka para uğruna yok edecek başka güzellikler bulurlar.
Ya biz ? Yok olmuş doğamızla ne yapacağız düşünsenize. Bence kıyılarımızı yok eden bu
otellere gitmemeli ve onlara bunun yanlış bir iş olduğunu göstermeliyiz. Ama biz bunu
yapacak kadar duyarlı olamadığımız için yine oralara gider ve onların ceplerini doldurup onlara
yeni beton yığınları yapma imkanı sağlarız. Bu da bizim doğamıza ve kıyılarımıza karşı
ihanetimiz. Yani suçun bir kısmı da farkında olmadan bize ait. 

İlk fırsatta bir vapur yolculuğu yapın ve farkı anlayın belki o zaman denizlere karşı biraz daha
duyarlı olabilirsiniz. Deniz sizleri seviyor ve sizlere yüzlerce nimetler sunuyor yiyecek balık
veriyor, ulaşım imkanı sağlıyor, kıyılarında dinlenip içinde yüzerek eğlenmenize imkan sağlıyor
hem de karşılık beklemeden. Hiç bir şey yapamıyorsanız bari ona saygı gösterin ve onu
kirletmeyin lütfen. Bu da onun sevgisine verebileceğiniz bir cevap olur belki.

Deniz sizi seviyor...............

 


Resimler |  Animasyonlar |  Burçlar |  Arkadaşlar |  İstanbul |  + 18 |  Arama |  Biyografi |  Yaprak |  Deniz |  Oyun

Denemeler |  AmatörWebciler |  HaftalıkKaralama |  SayısalLoto |  İlginçMailler |  Karikatürler |  Kadınlar |  Carpediem

DuvarKağıtları |  Güncel |  SevgiÜzerine |  SoruCevap |  GüzelSözler |  EnglishPages |  ÖncekiKapak |  E-mail

 

Copyright© 2001 - owi's planet® - Designed by Turgut ALTUNSOY